Alfa Kurt , 2018 yılı için macera türünde en sevdiğim film desem diğerlerine haksızlık etmiş olur muyum bilmiyorum, ancak filmi 13 yaşından küçük çocukların izlemesinin uygun olmadığını belirtmek isterim çünkü içinde az da olsa korku unsurları mevcuttur. Spoiller hassasiyeti taşıyanlar için ise detay vermemeye çalışacağım.
Filmin yönetmenliğini “Cehennemden Gelen” ve “Tanrının Kitabı” filmleri ile tanıdığımız Albert Hughes yapıyor. Film günümüzden 20 bin yıl öncesine, bizi Avrupa’nın “ Paleotik Çağ” dönemine götürüyor. Filmin döneme uygun olması için çekimler Kanada ve Kolombiya’da yapılmıştır. Yönetmen doğayı tüm çıplaklığı ve büyüleyici dokusuyla gözler önüne seriyor ve doğallığın korunması için de gerçek mekânlar kullanıyor. Filmdeki kurt ise kurda çok benzeyen ve kolay eğitilebilir köpek cinsi olan Çek kurdudur ve yaklaşık dört ay eğitim verilir. Alfa’yı diğer filmlerden farklı kılan yanlarından biri ise film için yeni bir dil icat edilmiş olmasıdır.
Gelelim filmin konusuna; Alfa, ailesinden ayrılmak zorunda kalan bir genç ile yine sürüsünden ayrılan bir kurdun aralarında kurdukları muazzam bağı ve eve dönüş yolunda hayatta kalma mücadelelerini ele alır. Film, baş karakterimiz olan Keda’nın eğitimi ile başlar. Keda doğadaki hiçbir canlıya zarar vermek istemeyen, kalbinin sesi her daim pusulası olan bir gençtir. Ne var ki Keda’nın bu hisleri, iyi bir avcı olması için istenmeyen özelliklerdir.
Babası aynı zamanda kabilenin reisi olan Tou’dur. Tou oğlu Keda'ya zorlukların üstesinden gelebilmesi için hem zihinsel hem de fiziksel açıdan güçlü olması gerektiğini, hayatı ancak savaşarak kazanabileceğini ve ona hayatın hazır tepside sunulmayacağını öğretmeye çalışır. Babası Keda’ya güvenir onun göründüğünden daha güçlü olduğunu ve çıkacakları avda önderlik etmeyi öğrenip evine tekrar döneceğine inanır. Anne tam aksini düşünür, oğlunun bu av için henüz hazır olmadığını mızrağıyla değil kalbiyle hareket ettiğini ve bu yüzden de bu yolculuktan dönemeyeceğinden korkar.
Keda hayatı boyunca aldığı eğitimin ilk sınavı olacak olan bizon avına katılır. Babası ona yolda alfa kurdunun şu özelliklerini anlatır: “Alfa Kurt sürüsünü korur, hepsinden önde gider, ama her zaman tehlikededir. Sürüdeki diğer kurtlar zayıflığını sezerse ona meydan okurlar. Alfa, diğerlerinin onun gücünü ve sakinliğini bilmesini sağlar. Alfa olarak doğmadı ama onu, cesareti ve kalbiyle kazandı.” Tou, oğlunun da bir Alfa Kurt özelliklerine sahip olmasını isterken aslında aldığı eğitimden de emindir fakat annesi onun hislerinin zayıflık olacağını düşünür. Keda daha ilk avında büyük bir talihsizlik yaşar. Peki bu talihsizliği annenin zayıflık saydığı hisleriyle aşabilecek mi?
Yaşadığı talihsizlik sonucu ölümle burun buruna gelen Keda’yı orada bırakıp geri dönmek zorunda kalır kabilesi. Keda şimdi yapayalnızdır onu koruyacak ne annesi ne babası ne de bir kabilesi vardır. Asıl eğitimi tam da burada başlar. Keda sınavını sadece aldığı teknik eğitimle mi yoksa kalbiyle mi verecek? Eğitim sadece teknik bilgi midir, yoksa teknik bilginin hislerle harmanlanmış hâli mi?
Doğada karşılaştığı ilk düşman olan kurt, Keda’nın verdiği sevgi, emek ve eğitim ile bir anda yol arkadaşına dönüşür. Peki, Keda ve kurt çıktıkları bu yolculuğu tamamlayabilecek mi? Film, tüm bu sorulara cevap verirken aynı zamanda muazzam bir görsel şölen de vadediyor.
Fatma KÖSE
👍