Her yıl on binlerce insan anne baba oluyor. Bundan daha zor ve özveri gerektiren bir başka sorumluluk da yoktur yaşam döngüsü içinde. Doğduğu andan itibaren büyütülmeye çalışılan o minicik çocuktan; toplum için faydalı, üretken, kendine ve çevresine yararlı, sosyal, katılımcı, ahlaklı yani iyi vasıflara sahip insan olması beklenirken, bu meşakkatli yolculuğunun baş kahramanıdır aile.
Bu süreçte belki de en çok zorlanılan konu, çocukla sağlıklı iletişim geliştirebilmektir. İletişim, çocuğun büyüme sürecinin anahtarıdır. Anne babaların çocuklarıyla kurduğu iletişim yaşamsal bir önem ve ruhsal gelişim açısından da kritik bir değerdir. Büyüme ve gelişim dönemlerinin her aşamasında geliştirilen doğru iletişim yöntemleri, çocuğun yaşam boyu çevresiyle kurduğu iletişim biçiminin de temelini oluştururken; onun kendine olan güvenini ve saygısını da geliştirir.
Başkalarının duygularını anlayan ve saygı gösterebilen bir yetişkin olabilmesi için, çocukluk döneminden itibaren; onunda kendi duygularının, çevresi tarafından anlaşılmış olması gerekir. Ebeveynler çocuklarında, konuşma ve kendini ifade etme becerilerini geliştirirken, çocuğun kendisini “birey” olarak algılamasıyla özgüven kazanmasını da desteklerler. “İletişim sanatının özünde anlaşılma yatar” der Konfüçyus. İletişimde temel amaç, anlaşılmakla birlikte duygu ve düşünsel yönden kabul görmek, sevgi ve saygı duyulmaktır.
Çocuklar gelişim süreci içinde sürekli kendisini, çevresine kabul ettirme çabası içerisindedir. Çocuğun tüm eylemleri buna yöneliktir. Onun için önemli olan konularda dikkatlice dinlemesini ve empati kurulmasını isterler. Çocuk eğer bunu başaramazsa, karşı koymak, başkaldırmak yolu ile varlığını kabul ettirmeye çalışır. Anne babaların öncelikle iletişim dillerini düzenleyerek etkili iletişim becerilerine sahip olmaları, çocuklarına karşı kabul edici bir tutumla dinleme becerilerini geliştirmeleri gerekir.
Aslında aile içi çatışmaların altında birbirini dinleme ve anlamaya yönelik kötü işleyen iletişim süreci vardır. Hatta pek çok davranış sorununun kaynağı, aile içi sağlıksız iletişimdir.
Sağlıklı iletişim, çocukları ve aile yaşamını doğrudan iyileştiricidir. Birbirini anlayan, birbirini iyi dinleyen aile ortamında büyüyen çocuklar, konuşmanın yanı sıra dinlemenin önemini fark ederek; anlamak ve öğrenmek için etkin dinleme becerilerini de rahatlıkla kazanırlar. Dinlemenin iyi örneklendiği yer öncelikle aile ortamıdır. İletişim konuşma-dinleme-anlama ve geri dönüt becerilerinin tümünü kapsar. Sadece sözlü mesajlarla değil sözsüz iletişimin, yani jest ve mimiklerle beden dilinin doğru kullanılmasını da gerektirir.
Sağlıklı iletişim, ailenin çocukla arasındaki iletişimi iki yönlü açık olarak sürdürmesi, yaşa ve gelişim özelliklerine göre, iletişim dilini düzenlenmesi, çocuğun anlaşılma duygusunu önemsenerek tüm gelişim alanlarını desteklenmesini kapsar. Bu yüzden çocuklarla iletişimde kabul dilini kullanabilmek temel noktadır. Çocukla sağlıklı iletişim, kabul dili ile başlar. Çocuğu olduğu gibi kabul ettiğimizde yakınlaşma tam sağlanır. Çocuk duygu ve düşünceleriyle kabul edildiğini duyumsadığında iletişim iki kanallı olarak işlerlik kazanır. Kabul dili, çocuğun her hâliyle ne söylediğinin önemsendiği, yargılamadan, sorgulamadan koşulsuzca dinlendiği ve çocuğun duygu ve düşüncelerinin anlaşıldığını hissettirildiği bir dildir. Bu da çocukta değerlilik hissiyle kendine güven duygusunu pekiştirir. Çocuğun anlatımının önemsenerek dinlenmesi, konuşma aralarında içerik yansıtmasının yapılması ve duyguların farkına varılması kabul dili için önceliklidir.
Çocuğun anlattıklarından öte anlatmak istediklerini de görebilmektir kabul dili. Çocuğa duygu ve düşüncelerinin izahı için cesaretlendirmedir. Kabul diliyle çocuk sevildiği, değerli ve önemli olduğu fikrini edinir. En önemlisi, o da çevresiyle iletişimde aynı yöntemi kullanır. Kabul dili, seni anlıyorum; yaşadıklarının, duygu ve düşüncelerinin farkındayım mesajıdır.
İletişiminde aktif olan çocuktur ve etkin dinleme esastır. Düşüncelerini özgürce anlatmasına, duygularını göstermesine fırsat tanımaktadır kabul dili. Güven duymak, değer vermek ve önemsemektir. Sana inanıyorum mesajıdır asıl iletilen. Her türlü sorununda çözümü kendisi üretmesi için destek sunmaktır.
Çocuklar meraklı, öğrenmeye istekli, yaratıcı, istediklerini yapma ve yaptırma konularında oldukça da beceriklidirler. Kabul dilinde çocuğun merakı, isteği ve enerjisi engellenmez.
Bu dil iyi kullanılmazsa, yani çocuğun anlattıkları önemsenmeyip dinliyormuş gibi yapılarak, aslında cevap oluşturmak, eleştirmek, yargılamak, sorgulamak, suçlamak vb. nedenlerle dinleniyorsa; çocuk bir süre sonra içine kapanarak, iletişimi bitirir. İletişimde yıkıcı yöntemlerden uzak durmak için emredici konuşma tarzından kaçınmak, inatlaşmamak gerekir. Kıyaslama yapmamak, hakaret etmemek, sözel şiddete başvurmamak, alay etmemek, nasihatten, öğütten uzak durmak, dinlerken sürekli sorular sormamak kabul dilini etkinleştirir.
Anlatımda göz kontağını sürdürerek bütünüyle çocuğa yönelmek, sözünü bitirinceye kadar dinlemek, her ne olursa olsun fikirlerine saygı kabul dilini duyumsatır. Çocuklar çok konuşup az dinlemeyi severler. O nedenle az konuşup çok dinleyebilmek, çocuğun gözüyle olayları ve durumları yorumlayabilmek gerekir.
Kabul dili geliştirmeyen ebeveynlerde, çocuklar duygu ve düşüncelerini özgürce ifade edemedikleri için bir süre sonra yanlı, taraflı anlatımlarla yalana başvurmaları kaçınılmazdır. Genellikle ergenlik döneminde iletişim problemleri çoğalarak çatışmalar artar. Birçok yöntem işlerliğini yitirerek ebeveyni güçsüz bırakır. Hatta bu dönem engellemelere ve cezaya en çok başvurulan dönemdir. Çocukluk döneminde yapılan iletişim hataları ergenlik döneminde iletişim sorunları olarak karşımıza çıkar. Oysaki en başta kabul dilini geliştirilerek iletişim sağlanırsa pek çok problemin oluşumu engellenir. Çocuklar kendilerini en iyi dinleyenlere her türlü sırrını açma ve her şeyi paylaşma eğilimindedir. Her bireyin kendisini koşulsuzca dinleyen, çok iyi bir dinleyiciye ihtiyacı vardır. Çocuk için bu kişi ya da kişiler, öncelikle aile olmalıdır. Kabul dili çocuğun dürüstçe her konuyu ailesiyle paylaşmasına fırsat yaratır. Bundan dolayı ailenin ilk önceliği sağlıklı iletişim için kabul dilini ve empatik dinleme becerilerini geliştirmek olmalıdır.
Özetle kabul dilinde önemli olan çocuğa kendi yolunu bulması konusunda içindeki gücü fark etmesine yardımcı olmak, anne baba olarak destek olunduğunu hissettirmektir.
İyi bir iletişim sürecinin iyi konuşmayla birlikte, iyi dinlemeyle başarılacağı çocuğa modellenmelidir. Koşulsuz sevgi ve kabulle büyüyen çocuklar; ileride sevecen, çevresine güven veren, iletişim çatışmaları en aza inmiş toplumu oluşturacaklardır…
Nermin Elmas
Comments