top of page
Yazarın fotoğrafıEzgi İnal

Herhangi Bir Dili Öğrenmek için Ne Kadar Zamana İhtiyacımız Var?

Güncelleme tarihi: 11 May 2023

Birden fazla dil bilmek, bugün hemen her alanda ihtiyaç hâline gelmiştir. Eğitimden iş yaşamına, sosyal yaşamdan göçe kadar farklı durumlarda insan yaşamını kolaylaştıran yegâne unsur günümüzde şüphesiz birden fazla dil bilmektir. “Dil bilmek” ifadesini tam da burada bir dile iletişimsel boyutta hâkim olmak olarak kullandığımızı ifade etmek gerekir. Bu bakımdan hedef dilde diğer insanlarla etkileşime geçebilmek oldukça kritik ve önemlidir.


Dil ediniminin ya da dil öğreniminin kendine özgü standartları ve belirli özellikleri bulunmaktadır. Her dilin kendisine ait tipolojisi; kültür dairesi ve buna bağlı olarak sözcükleri/nesneleri yahut eylemleri anlamlandırma biçimleri olduğundan birden fazla dil bilmenin aynı zamanda bu bilgilerin tümüne de sahip olmayı gerektirdiğini söylemek yerinde olacaktır. Nitekim bu anlamda Avrupa Birliği de ana dili dışında birden fazla dil bilinmesinin gerekliliğini vurgulamakta ve tavsiye etmektedir.


Bugün, dünyada özellikle teknolojiyle birlikte sıklıkla kullanılan ve tüm eğitim programlarında hatırı sayılır bir yere sahip olan İngilizcenin diğer dillerle olan etkileşimine yönelik yapılmış ilgi çekici bir çalışma bulunmaktadır. Çok da yeni olmayan -2018 yılına ait- bu çalışmada araştırmacılar İngilizce konuşurlarının dünyadaki diğer dilleri öğrenme sürelerini ortalama olarak hesaplamışlardır. Bu durum, İngilizcenin nasıl öğretileceği ve öğrenileceği konusunda paydaşların tamamına oldukça açık bir veri sunmaktadır. Böylece söz konusu çalışma İngilizce konuşurlarının diğer dillere yönelik öğrenme davranışlarının ne yönde gerçekleştirilebileceği ve dolayısıyla diğer dillere yönelik stratejilerin neler olabileceğine yönelik temel varsayımların oluşmasına yardımcıdır, denilebilir.


Amerika Birleşik Devletleri Dış Hizmetler Enstitüsünün yurt dışında görevlendirilecek diplomatlara yönelik hazırladığı bu çalışmasına göre İngilizce konuşurlarının dil öğrenimi kapsamında hem bireysel hem de toplumsal faydaya yönelik olarak hazırlamış oldukları veriler şöyle sıralanmaktadır:

Bu verilere göre 1. kategoride öğrenilmesi daha kısa sürede öğrenilebilecek dillere yer verilmiş ve kategoriler ilerledikçe öğrenme süresinin de arttığı gözlemlenmiştir. 1. kategoride İtalyanca, Fransızca, İspanyolca gibi diller 23-24 hafta; 2. kategoride tek başına Almanca 30 hafta; 3. kategoride Endonezya ve Malezya dilleri 36 hafta; 4. kategoride Türkçe, Rusça, Yunanca gibi diller 44 hafta; 5. kategoride Korece, Arapça, Çince ve Japonca 88 hafta ile yer almaktadır.


Yukarıdaki veriler genellenebilir yahut özel durumlara yönelik olarak bazı farklılıklar gösterebilir. Dolayısıyla dil uzmanları bu konuda hemfikir olmayabilir, farklı gerekçelerle söz konusu çalışmaya karşı çıkabilirler. Ancak bu kategoriler, araştırmacılar ve dil öğreticileri için önemli konulardan birini ön plana çıkmaktadır. Bu da zamandır!


“Dil öğrenmek için ne kadar zamana ihtiyacımız var?” sorusunun cevabını bulabilmek oldukça güç olmakla beraber bu konu her geçen gün karmaşık hâle gelen yaşam şartları ve zorlaşan zaman yönetimi açısından oldukça hayatidir. Bu tarz bir çalışmaya mesafeli durmak ya da eleştirmekten ziyade her dil için alan uzmanlarının/araştırmacıların benzer çalışmaları gerçekleştirebilmesi hem insanların bireysel yaşamına yönelik hem de her alanda uluslararası çalışmalara yönelik büyük faydalar sağlayacaktır.


Ezgi İNAL


Kaynak

https://www.statista.com/chart/14776/the-most-difficult-languages-to-learn-for-english-speakers/

102 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


EĞİTİMLİK

eğitimi düşünen blog

bottom of page