Dünya genelinde pek çok yerde okula dönen öğrencilerin maske takması zorunlu hâle gelecek. Ancak bu zorunluluğa öğrencilerin alışması hiç kolay olmadığı için bu yazıda, siz öğretmenlerin öğrencilerinizi maske takmaya alıştırma yolunda uygulayabileceği bazı stratejilerden bahsedeceğim.
İlk olarak belirtmek isterim ki insan beyni sürpriz gelişmelerden hoşlanmaz. Yeni durumlara hızlıca ayak uydurmak yerine zihnindeki bilindik kalıpları kullanarak tahminler üretmeyi tercih eden insanoğlu, öğrenme sırasında geçmişteki çağrışımları, bağlantıları ve deneyimleri kullanır. Ancak okullar yaz sonunda açılacak ve öğrencilerin Covid-19'un getirdiği bazı ani değişimleri kabullenmek için çok fazla zamanı olmayacak. Bu zorlu sürecin getirdiği yeni rutinler, programlar ve yönergeler okullarda öğrencilere sunulacak. Bu yönergelerden biri ise tabii ki maske takma zorunluluğu. Gençlerimiz için uzun süre maske takmaya alışmak maalesef ki çok zor olacak.
Dünyada yüz yüze öğretime geri dönen ülkeler, eyaletler, bölgeler ve okullar çeşitli düzenlemeler ve protokoller uygulayacak. Biz öğretmenlerin, gençlerimizin bu yeni protokollerle tanışırken onlara nasıl yardımcı olabileceğimiz konusunda toplu olarak düşünmesi büyük önem arz ediyor. Okula dönmeden önce ise velilere düşen bazı görevler var. Örneğin bunlardan biri, öğrencileri uzun süre maske takmaya ev ortamındayken alıştırmak. Okula döndükten sonraki dönemde Covid-19'un yaratacağı endişe ve korku dolu ortamı daha güvenilir ve huzurlu bir hâle getirmek için öğretmen arkadaşlarıma bazı önerilerim var.
Öncelikle, biz eğitimciler olarak okulun ilk birkaç haftasında maskelerimizi takmanın önemi konusunda kendi aramızda duygu ve düşüncelerimizi paylaşmamız oldukça faydalı olacaktır. Biliyorum ki eğer biz endişelerimizi, korkularımızı birbirimizle paylaşırsak, öğrencilerimizin ne hissettiğini, bize neler demek istediklerini ancak o zaman anlayabiliriz.
Bir diğer kritik nokta ise öğrencilerimizle kurduğumuz ilişkilerde ne kadar iyi olduğumuz ve onlara ne kadar güven verebildiğimiz ile alakalı. Bunları gerçekleştirebilmek için dış görünüşümüzün öğrencilerde büyük etki yarattığını vurgulamak isterim. Okulun ilk günlerinde onlara kendimizi tanıtırken bizimle ilgili olumlu çağrışımlar ve bağlantılar kurmaları için hangi giysileri, aksesuarları, şapkaları veya kurgusal karakterleri kullanmalıyız sorusunu kendimize sormakta fayda var, çünkü maskemizi takarken aynı zamanda tutkularımızı, ilgi alanlarımızı ve kişisel hikayelerimizi öğrencilerimize nasıl sergileyeceğimizi bilmeliyiz. Kendimizi dış görünüşümüz yoluyla öğrencilerimize nasıl ifade edebileceğimiz konusunda bir kaç strateji ürettim. Bu stratejileri de tüm yaz boyunca anaokulunda çalışan meslektaşlarım uyguladı. Uygulamanın sonucunda, bu öğretmenlerin öğrencileri etkinlikleri çok sevdiklerini ve huzurlu hissettiklerini öğretmenleriyle paylaştılar.
Ben de ürettiğim bu stratejileri kullanmak için sabırsızlanıyorum. Bir eğitim profesörü olarak yeni okul döneminde haftada iki gün öğlene kadar ilköğretim veya ortaöğretim öğrencileriyle zaman geçireceğim için şanslı olduğumu düşünüyorum. Birkaç hafta içinde yeni dördüncü sınıfa başlayacak öğrencilerimle tanıştığımda, sınıfıma plastik bir beyin, bir çift parmak arası terlik ve ailemin kurtarma köpeği olan Nellie'nin bir resmini getireceğim. Öğrenciler bu nesneler aracılığıyla benim hakkımda biraz bilgi edinecekler, tabii ki ben de bu ilk birkaç hafta boyunca öğrencilerimden her gün sırayla tutkularını ve ilgi alanlarını; nesneler veya resimler aracılığıyla paylaşmalarını isteyeceğim, böylelikle birbirimizi tanımış olacağız. Bu stratejileri sizinle de paylaşmak istiyorum.
Yıla Maskeyle Başlama Stratejilerim
1. Her öğrenciye özel çantalar hazırlamak: Öğretmenlerin öğrencileri için içerisinde yara bandının, naneli şekerin, ekstra kalemin, kişisel bir not defterinin veya öğrencilerinin sevdikleri tarzda etiketlerin olduğu bir çanta hazırlaması öğrencileri oldukça huzurlu hissettirebilir. Bu tarz nesneler her sınıf dolabında bulunuyor olabilir, ancak bulunduğumuz zorlu dönemde bu eşyaları ortak kullanmak yerine her öğrenciye özel çantalar hâlinde sınıfta bulundurmamız onlar için çok daha hijyenik olacaktır. Bunu gerçekleştirebilmemiz için bir hibeye veya başka bir fona ihtiyacımız olabilir. Bunun yerine velilerin çantaları oluşturabilmesi için öğrencilerimizin evlerine bir malzeme listesi de gönderebiliriz.
2. Yeni rutinler: Biz öğretmenler, öğrencilerin maske takmaktan duyabilecekleri her türlü utanç, rahatsızlık veya endişeyi hafifletmek için sınıfta yeni rutinler oluşturma konusunda kararlı ve yeterli olmalıyız. Öğrencilerimizin çoğu, zaten maske takmaya alışkın olarak okula başlamayacaklar. Bu nedenle öğrencilerimiz için yeni rutinler ve etkinlikler hazırlamak, onların sakin ve öğrenmeye hazır hissetmelerine yardımcı olabilir. Bu rutinlere örnek olarak, onlara çizim yaptırmak veya günlük düşüncelerini yazmalarını istemek gibi şeyler verilebilir.
3. Ebeveyn-öğretmen ilişkisi: Ebeveynlere sınıfımızın yeni kurallarını ve rutinlerini özetleyen bir mektup göndermek, öğrencilerimizin Covid-19 sürecindeki kaygısını hafifletecektir. Bu mektuplaşma karşılıklı olabilir. Ebeveynler bizlerin öğrencileri daha iyi tanıyabilmesi için bu mektuba çocuklarının son birkaç ay içinde yaşadığı sevinçleri, üzüntüleri, zorlukları ve kutlama tarzı etkinlikleri yazarak biz öğretmenlere yardımcı olabilir. Ebeveynlerin bu aşamada bizlere yeterli derecede yardımcı olabilmesi için onlara bazı sorular yöneltmemiz gerekiyor.
İşte ebeveynlere sormamız gereken birkaç soru:
Bu yıl çocuğunuza-öğrencimize olumlu deneyimler yaşatabilmemizin en iyi bir kaç yolu nedir?
Lütfen çocuğunuzun en sevdiğiniz anılarını paylaşın. Onu güldüren, eğlendiren şeyler nelerdir?
Öğretmenleri olarak ailenize yardımcı olmamı istediğiniz konular var mı?
Çocuğunuzun bu yıl maskeye alışmasını nasıl sağlayabilirim? Önereceğiniz adımlar var mı?
Evinizde benim bilmem gereken özel bir durum var mı? (Bunu bir evet / hayır sorusu olarak hazırlayabilir ve ebeveynlere isterlerse açıklama seçeneği sunabilirsiniz.)
Bu yıl birlikte nasıl çalışabiliriz? Bu yıl bizlerle sınıfımızda paylaşmak istediğiniz herhangi bir şey var mı?
4. Öğrencilerin maskelerini süper kahraman güçleri ile ilişkilendirin: Maskelerimize yeni anlamlar yüklemek aslında bir dikkat uygulamasıdır. Öğrencilerimize maskelerini taktıklarında hangi süper kahraman gibi hissettiklerini sorup, sonrasında öğrencilerimizden bu kahramana özgü bir güç pozu oluşturmalarını istemeliyiz. Bu pozu oluştururken üç kez derin nefes almalarını söyleyelim. Birkaç saniye sonra ise kendilerine, değer verdikleri birine veya dünyaya göndermek istedikleri bir süper gücü dilemelerini isteyin.
5. Sabah sınıfa girdiğinizde onlara sorular sorun: Bunlar, sizlerin öğrencilerinize ilk haftalarda maskelerine ve sınıf arkadaşlarına alışırken sorabileceğiniz bazı sorulardır.
Maskeler bizi nasıl korur?
Maske takan süper kahramanları biliyor musunuz?
Maskelerinizi süslemek ister misiniz? Maskenizde hangi renklerin, şekillerin ve tasarımların olmasını istersiniz?
6. Tema haftaları oluşturun: Okulun ilk haftaları eğitimciler ve öğrenciler için kesinlikle zor geçecek. İnanıyorum ki bazen başka bir şeylere odaklanırsak dikkati maskelerden uzaklaştırmak daha kolay olabilir. Bunu yapmanın bir yolu, çeşitli ilişkilendirmeler ve bağlantılar içeren tema haftaları belirlemek. Fikirler, Favori Renk Haftası, Hayvan Haftası, Favori Gelenek Haftası, Sanatçı Haftası, Müzik Haftası ve Arkadaşım Haftası gibi şeyler bu temalara örnektir. Ayrıca öğrencilerden, temalarla güçlenmiş hissetmeleri için öneriler isteyebilirsiniz. Öğretmenler ve öğrenciler temalar için birlikte aktiviteler de geliştirebilirler.
7. Duygu okuma etkinliği: Maskeler neredeyse tüm yüzümüzü kapattığı için yüz ifadelerini gözlerden itibaren okuyabiliyoruz. Bizler bu göz okuma uygulaması için günde birkaç dakika harcamalıyız. Uygulama aşamasına bir öğrencimizden bir duygu hâline geçmesini isteyerek başlayalım. (Örneğin öğrencinin mutsuz olmasını isteyebilirsiniz.) Bu aşamadan sonra, bu öğrencinin hissettiği duyguyu sadece gözleriyle tüm sınıfa sergilemesini isteyelim. Sonrasında, sınıfa bu öğrencinin göstermeye çalıştığı duygunun ne olabileceğini soralım. Diğer bir seçenekte ise duygu tablolarının olduğu her yere küçük maskeler koymak gibi etkinlik var. Tahminimce, öğrenciler bu küçük maskeleri emojilere taktıkça emojilerin gözlerinden hangi duygu ifadesi yansıtıldığını anlayacak. Dahası, eğer öğrenciler bu maskeleri, bu oyunu severlerse maske takan insanların yüz ifadelerini okumada uzman olmak için çalışabilirler.
Yazar: Lori Desautels
Çeviri: Elif Yurtbeğendi
How to Help Students Get Used to Masks
Originally published © Edutopia.org
#eğitim #okul #yüzyüzeeğitim #maske #masketakma #kaygı #çeviri #çeviriyazı #egitimlik #eğitimlik #elifyurtbeğendi
コメント