top of page
Yazarın fotoğrafıEğitimlik

Oyuncak Bebek Deneyi Üzerine

Dünya değişiyor, değiştikçe de çevremizdeki çoğu şeyin gelişip evrildiğine şahit oluyoruz. Değişimin beraberinde gelişimi getirdiği bir gerçek ancak "İnsan gelişiyor mu?" sorusunun cevabı hâlâ muamma. Hemşerim Efesli Herakleitos'a katılamıyorum maalesef. Bence değişmeyen tek şey insan. Geçmişten günümüze (belki de ebediyete kadar) hırsları, ön yargıları, sevapları ve günahlarıyla insan aynı insan. Size bu yazımda insanoğlunun olumsuz bir yönünden bahsetmek istiyorum: Irkçılıktan...


Bu yazıyı kaleme almama neden olan etken, izlediğim bir deney: "Oyuncak Bebek Deneyi". Doğal olarak aklınıza şu soru gelebilir: Oyuncak bebek ile ırkçılık arasında nasıl bir ilişki var? Öncelikle deneyi anlatmak istiyorum. Deneyin mimarı Dr. Kenneth ve eşi Mamie Clark. Bu deney, Afro-Amerikalı çocukların ırkçılığa yönelik algılarını tespit etmek için tasarlanmış. Deney üç ve yedi yaş arasındaki çocuklarla gerçekleştirilmiş ve deneyde renkleri hariç tüm özellikleri aynı olan dört oyuncak bebek kullanılmış. Deneye katılan çocuk sayısı (örneklem) az olmasına rağmen elde edilen sonuçlar, bir kitlenin algısını göstermesi bakımından kayda değerdir. Afro-Amerikalı çocuklar, gösterilen bebeklerden beyaz olanı güzel ve hoş şeklinde nitelendirirken siyah bebeklere karşı çirkin ve kötü ifadelerini kullanmıştır. Deney sonucunda çocukların çoğunun beyaz bebeğe karşı olumlu algıya sahip oldukları tespit edilmiştir. Bu yaştaki çocuklar nasıl böyle bir algıya sahip olabilir diye düşünmeden edemiyor insan. Çocukların bu algıyı tek başlarına geliştirmesi imkansız elbette. Ne insanı çevresinden ne de çevreyi insandan soyutlamak mümkün. Başta aileleri ve çevreleri olmak üzere onlara bu düşünceyi kabul ettiren ve ayrımcılık duygusunu hissettiren bir güç var. Bu güç bazen anne babanın kendi aralarında konuşmaları bazen de akran söylemleri şeklinde olabilmekte. Bu gücün etkisi arttıkça çocuklar bu duyguyu, ayrımcılığa maruz kalmadan bile derinden hissetmekte. Aslında çevrenin doğal gücü de diyebiliriz buna.


Bu deneyden elde edilen sonuçların hâlâ güncelliğini koruduğunu, dünyanın farklı yerlerindeki haberlerden öğrenmekteyiz. Çok yakın tarihte İtalya’da mülteci çocuklarla aynı deneyi benzer düzenekte tekrarlıyorlar, sonuç yine manidar. Ne deney değişiyor ne de sonucu. Bir başka ifadeyle mülteciler gibi dezavantajlı gruplar hâlâ ırkçılığa maruz kalmakta. Fiziki ırkçılığa maruz kalma oranları net olarak tespit edilemese, hatta fiziki olarak ırkçı bir saldırıya uğramasalar da bilinçaltında ırkçılığı içselleştirmiş durumdalar. Irkçılığın çocuklar tarafından içselleştirilmiş olması da insanlık namına ayrı bir vaka.

Deney 1930’lu yılların sonuna doğru gerçekleştirilmiş olmasına rağmen günümüze kadar farklı coğrafyalarda değişik tarihlerde uygulanagelmiştir. Ancak elde edilen sonuçlar üç aşağı beş yukarı benzer olmakta. Dediğim gibi değişmeyen tek şey, maalesef insan...


Dr. Gürkan MORALI


445 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Komentáře


EĞİTİMLİK

eğitimi düşünen blog

bottom of page